İhanet Şebekesi: FETÖ

Geçtiğimiz gün Facebook’ta yakın bir dostum, Onun tabiriyle yazıyorum; Hasan AK Parti’nin içindeki fetöcüleri de yaz diye mesaj attı.

Ben de haklısın yazalım tabi dedim kendisine. Ancak sıkıntı keşke sadece Ak parti içinde olsaydı, dün A partisinde bugün B partisinde topyekun mücadele edilmesi lazım dedim.

FETÖ Denilen ihanet şebekesi bana göre CIA’in müslüman ülkelerin başına bela ettiği bir Amerikan projesidir.. Düşünebiliyor musunuz İzmir  Kemeraltı’nda bulunan Hisar Camii imamı onlarca ülke hatta kıtada yapılanacak ve bunu hiçbir devletin desteği olmadan yapacak.

Onlarca ülke ve kıtada yapılanmış bu örgüt sadece AK Parti’nin içinde mi örgütlendi? İktidarı dizayn eden bu yapı muhalefeti başı boş mu bıraktı? Yada manavdan kasaba, berberden marangoza, okul sahibinden hademeye, memurdan işçiye, askerden polise ülkenin her kesiminde yapılanmış bu örgüt sadece iktidar partisi içinde mi var oldu?

Maalesef, seni üzdüğüm İçin üzgünüm dostum ama hayır. Tamamıyla teslim alınmak üzere olan bir ülke son anda içinde vatan ve millet aşkı olan siyasetçileri, askeri, polisi ve vatandaşı sayesinde bu mikroptan kurtuldu. Aslında kurtulacak demek daha doğru olur çünkü henüz kurtulamadığı aşikar. Bunun için top yekun mücadele lazım. Herkes üzerine düşeni yaparsa sonuca ulaşabiliriz.

Her zaman söyledim ülkenin her kesiminin ciğerlerine girmiş bu örgüt nedense hiçbir partiye nüfus edememiş. Siyasi uzantıları nerede diye sorulduğunda, Muhalefet partileri iktidar partisinde diyor, iktidar biz temizledik sizin içinizde diyor. Tutuklanan milletvekili, il başkanı hatırlamıyorum, belki de sadece ben hatırlamıyorum.

Ben anlamam kardeşim, ruhsatını devletin verdiği yasal okulda hademelik yapan yargılanıp ceza alıyorsa, çocuğunu bu okula gönderenler yargılanıyorsa, ülkemizdeki yasal bir bankaya para yatıranlar yargılanıyorsa, bu örgütün düzenlediği Türkçe olimpiyatlarına katılan, yardım yapan valiler, kaymakamlar, emniyet müdürleri, belediye başkanları, odalar, sivil toplum kuruluşları, siyasi parti Başkan ve yöneticileri de yargılanmalıdır. Toplumda ve vicdanlarda adalet anca böyle sağlanır.

Örgütün elebaşının gerekirse bana küfür edin, içki için, kendinizi kamufle edin diye fetvaları dururken kimse bana yok itirafçı oldu, yok af diledi, aman pardon dedi demesin. Sen bunlarla oturdun, sen yaptın, sen güçlendirdin, yok sen de böyle yapıyorsun diye sürekli birbirimizi  suçlamaya  gerek yok. Safları sıklaştırıp topyekun mücadele şart. Manevi duygularla ibadet inancı ve amacıyla bu soysuzlara inanan gariplerle değil, yönetici kadroları ve onların hain emellerine çanak tutan kim varsa mücadele edilmelidir.

Eşref Bitlis paşanın uçağının düşmesi, CHP genel başkanı Deniz Baykal kumpası, Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopterinin düşmesi, Ergenekon kumpası, Rus büyükelçinin öldürülmesi, Rus savaş uçağının düşürülmesi, devletin kozmik odasına girilmesiyle dünya üzerindeki tüm istihbarat elemanlarının deşifre edilmesi, 17-25 Aralık yargı kumpası ve son olarak 15 Temmuz hain kalkışma. Bunlar aklıma gelenlerin sadece bir kısmı. Yakın tarihte yaşanan tüm bu olaylar ne kadar tehlikeli ve küresel çapta bir terör örgütüyle karşı karşıya olduğumuzun apaçık delilleridir.

Koltuk uğruna iktidar uğruna yılanla yatağa girilmemesi gerektiği artık tecrübeyle sabit olduğundan, geçmişten ders alınmalıdır. İktidara gelmek için, hizmet hareketi diye nasıl ki  zamanında hata yapılıp bunlarla ilişki kurulduysa aynı hatayı bugün başka bir terör örgütünün uzantılarıyla yapmak ne kadar doğru?  PKK’ya terör örgütü bile demeyen, İstiklal marşımızı okumayan hainlerle nasıl ilişki kurulabilir? Bu acı tecrübelerden siyasetçiler hiç mi ders çıkarmaz anlamakta güçlük çekiyorum.

Selam olsun kalbi Bu vatan ve millet için atanlara.