Bodrum Belediyesi tarafından, 2019 yerel seçimlerinin hemen ardından Başkan Aras’ın aldığı bir kararla belediye kiracılarına bir ihtarname gönderildi.
Gönderilen ihtarnamenin amacı, kira süresi bitiminde encümen kararlarıyla süre uzatılmasının yasal olmadığı, yeniden ihale açılması zorunluluğunun olduğu ve bu sebeple yeniden ihale yapılacağının bildirilmesiydi. Başkan tarafından, encümen kararıyla süre uzatılmaların bir daha yapılmayacağı duyurularak tüm kiracılara aslında hazır olun tahliye edileceksiniz mesajı verilmekteydi.
Bodrum Belediyesi, kiracılarını tahliye etmeden ihaleye çıkılabilmesi için kendilerini muvafakatname imzalamak zorunda bıraktı. Bu muvafakatnamede eğer ihaleyi kazanamazsam hemen tahliye edeceğim yazmaktaydı.
Aslında bu ihalelerin en önemli kısmı, ihale şartnamelerinde kiraya verilecek yerin kullanımına yönelik kısıtlamaydı. Yani bu yerleri manav olarak kiraladıysanız manav, kuyumcu olarak kiraladıysanız kuyumcu dışında iş yapamazsınız yazmasıydı. Ve ihalelere girebilecek katılımcılarda bu şartnameye göre yerleri kiralayabiliyordu.
Buraya kadar her şey normal, sonuçta belediye başkanı kamunun malının değerinde kiralanması yönünde doğru veya yanlış bir tasarrufta bulunmuştu.
Düşünün siz hediyelik eşya dükkanı açmak istiyorsunuz ama Bodrum Çarşı içindeki kuyumcuların olduğu işyerlerinin ihalesine giremiyorsunuz. Çünkü şartnamede kuyumcu dükkanı işletecekler ihaleye girebilir maddesi var.
İhaleye giremediniz, başka yer bulamadınız veya bulduğunuz yerler sizin bütçenize uymadı, her ne sebeple olursa olsun mağdur oldunuz. Aradan bir süre geçti ve kuyumcu olarak ihaleye çıkılan işyerinin hediyelik eşya dükkanı olduğunu gördünüz, ne düşünürsünüz?
Veya şöyle soralım
- Belediye başkanının bu uygulaması kanunlara uygun mu?
- Yapılan ihaleye fesat karıştırılmış olmuyor mu?
- Bırakın kanunları bu yapılanın kamu vicdanında karşılığı nedir?
Bana sorarsanız bu, Belediye başkanının mevcut kiracıları sindirme ve yerlerine istediği partililerini getirme operasyonudur. Tabi her zaman ki gibi bunu yaparken de kamu hakkını koruyorum kisvesine bürünmesidir.
Şimdi soracaksınız bu yapıldı mı diye, evet yapıldı. Ama yukarıda örneğini verdiğim mesleklerde değil.
Sayın başkanımız, aktar olarak ihaleye çıkılan, belediye gıda çarşısındaki bir işyerini, encümen kararıyla kuruyemiş+aktar’a çevirdi ve işletme ruhsatını da verdi.
Bu arada işletme sahibi yaklaşık 1 yıldır da kira ödemiyor. Sayın başkanın 3 ay kira ödemeyene ihtar çekin talimatı verdiğini biliyoruz.
Bu kiracının özelliği nedir acaba diye baktığımızda en önemli özelliğinin başkanın arkadaşı ve partisinin Pınarlıbelen Mahalle temsilcisi olduğu olduğu ortaya çıktı.
Bu arada her siyasi partide bu tür insanlar fazlasıyla mevcut, bulundukları makam ve mevkileri kişisel menfaatleri doğrultusunda sonuna kadar kullanmakta sınır tanımıyorlar.
Şu an bahsi geçen işletme içki sigara satışı da yapmakta, yani adı değil ama kendisi market. Peki o işyeri kuruyemiş, market olarak ihaleye çıkmış olsaydı fiyat ve katılımcı sayısı aynı mı olurdu? Bence kirası da katılımcısı da rekor kırardı.
Sayın başkanım, siz şimdi hesapta kamunun yararına bir ihale yaptınız öyle mi? bence burada kamu sizin tarafınızdan ciddi bir zarara uğratıldı. Hani Bodrumu rantçılara kurban etmeyecektiniz, söz vermiştiniz ne oldu?
Vay arkadaş, belediyeciliği öğrenmeden hangi ara bu arka kapı işlerini öğrendiniz helal olsun. Bunun bir diğer adı da usulsüzlüktür bilesiniz. İhaleyi kazanan kişiyle kira sözleşmesi yaparken “faaliyet konusunu değiştirme yetkisi belediye encümenindedir” diye madde eklemek şeytanın aklına gelmez.
Bu durum ihale şartnamesiyle tezat oluşturmuyor mu sizce?
Ben burada yine de işletmeciye bir şey diyemiyorum çünkü ticaret yapan her şahıs içinde bulunduğu şartları zorlar. Kanun, genelge ve yönetmelikleri uygulamakla yükümlü olanların yapmış olduğu bu işlem ihalelerdeki eşitlik ilkesine aykırılık teşkil etmektedir.
Üzülerek söylemek gerekir ki, adaletsizlik, beceriksizlik, iş bilmezlik, paçalarınızdan akmakta.
Buradan ihale dosyasının incelenmesi için adli ve idari soruşturma yapılmasını talep ediyorum.
Sayın Ahmet Aras’a diyorum ki “ya olduğunuz gibi görünün, ya da göründüğünüz gibi olun”
Selam olsun kalplerinde Bodrum sevdasıyla, dünyanın her yerinde yaşayan güzel insanlara..