‘’Kedilerle köpeklerin bile dost olduğu’’ diye tabir edilen Bodrumda aslına bakarsanız durumun pekte öyle olmadığını görürsünüz. Yıllar önce, kapılarında kilit dahi olmayan haneleri koruyabilmek için günümüzde bırakın kilitli kapıları, güvenlik kameraları, duvarlarına dikenli teller dahi kafi gelmiyor artık.
Yerel medya unsurlarının haberlerine baktığımızda her gün silahlı bir olay, trafik kazaları, hırsızlık vb. olaylardan başka doğru dürüst bir haber yok. Yolsuzluk, üçkağıt, dolandırıcılık ve sahtekarlık haberleri ise cabası.
Geçtiğimiz günlerde içişleri bakanlığı EGM tarafından bir genelge yayınlandı. Yayınlanan genelgede, bekçiler olağanüstü hal, terör, toplumsal olaylar, doğal afet, salgın hastalık, mevsim koşulları gibi haller dışında gündüzleri görev yapmayacak denildi.
Aslına uygun olarak alınmış çok doğru bir karar. Çünkü emniyet müdürlüklerine gittiğinizde artık polis memurlarının yerlerini bekçilerin almış olduğunu görürdünüz. Masa başındaki işleri bekçiler tarafından yapılan emniyet mensupları boşa çıkmış olduğu halde ortalıkta polis göremiyorduk.
Zaten asayiş kayıtlarına bakıldığında suç oranlarındaki artış bunu kanıtlar nitelikte. Trafik Bodrumda felç diye her gün yazılı basın ve sosyal medyada bir çok yayın ve paylaşım yapılırken ortada hiç trafik polisi gören var mı?
Yaz aylarında, sabah mesai saatleri ve akşam tatilcilerin denizden dönüş saatlerinde, kış aylarında ise sabah okul giriş saati ile çıkış saatlerinde önemli kilit noktalara polis memuru koymak çok mu zor anlamış değilim.
Bir başka önemli konu da, Bodrum adliyesi arazisi içerisinde bir vatandaş tarafından yaklaşık 30- 40 köpek bakıldığı, bu köpeklerin yoldan geçen vatandaşlara saldırdığı ve küçük bir kız çocuğunu ısırdığı bilgisi haber sitemize ulaştı. Vatandaş Bodrum belediyesine durumla ilgili bilgi verip yazılı şikayet ettiğinde ise Belediyeden kendilerine ‘’Arazinin adliyeye ait olduğu, Cumhuriyet Başsavcısı izni ile köpeklere bakıldığı, barındıkları alanın her gün düzenli temizliğinin yapıldığı ve dolayısıyla Belediye tarafından herhangi bir yaptırımlarının bulunmadığı’’ gibi enteresan bir dönüş yapıldığını aktardı.
Eğer köpeklere Bodrum Belediyesinin iddia ettiği gibi Başsavcı izni ile bakılıyorsa Sayın Başsavcılığımızdan adliye arazisindeki köpeklere sahip çıkılmasını ve vatandaşların güvenliğinin sağlanmasını talep ediyoruz. Günümüzde hayvan sevgisinin bile siyasete alet edildiği göz önüne alındığında vatandaşlar ne yapacağını şaşırmış durumda maalesef.
Bodrum belediyesi, patlayan su boruları için DSİ’yi, şehri saran lağım kokuları için Büyükşehir belediyesini, elektrik direklerinin yer altına alınması için yapılan alt yapı kazıları için Aydem’i, Kızılağaç mahallesindeki bozuk yol için Turizm Bakanlığını ve imar konularında Çevre ve Şehircilik Bakanlığını adres göstermesinde olduğu gibi, adliye bahçesinde tehlike saçan onlarca köpek için de Başsavcılık makamını adres göstermiş oldu.
Biz Bodrum Belediyesi sayın başkanına, oturduğu koltuğun ve bulunduğu makamın, vatandaşların talep ve şikayetlerini çözüme ulaştırma mecburiyetinde olduğunu bir kez daha hatırlatmak istiyoruz. Belediye Başkanlığı liderlik gerektirir, hani futbolda maç kaybedildiğinde teknik direktör çıkıp kameralar karşısında tüm sorumluluk bana ait futbolcularımda değil diyor ya, aha işte ondan. Aslında toplu olarak yapılan hatalar sonucu maç kaybedilir ama lider dediğin adam her zaman sorumluluğu üstlenir.
Belediyeye gelen şikayetlerde, sürekli başka kurum ve personeli hedef göstermek, 5-10 yaşlarındaki çocuklar gibi, o yaptı, şu yaptı, ben yapmadım, yapan bedelini ödesin gibi sözler bulunduğunuz makama oturmuş bir kişinin sarf edeceği sözler değildir. Yarın, hedef gösterdiğiniz kurumların koltuklarında oturan yetkililere işiniz düştüğünde, kapılar yüzünüze kapanır.
Sonuç olarak bedeli siz değil Bodrum halkı öder.