Sıra Yerel Seçimlerde

Bir seçim daha kazasız, belasız, sorunsuz sonuçlandı.

Seçimin ilk turunu 5 puan farkla kazanan 12. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2. Turda da kazanarak, Türkiye Cumhuriyetinin 13. Cumhurbaşkanı oldu.

Erdoğan açısından seçimlerde ne hedefleniyorsa o gerçekleşti her zamanki gibi. 17. Zaferine imza atan Erdoğan için söylenecek pek söz yok, biz muhalefet tarafına bir göz atalım.

Muhalefet bir araya gelerek ilk defa top yekûn bir taarruza geçti Erdoğan’ı devirmek için. Değişim sloganlarıyla başlayan yuvarlak masa toplantıları aylarca sürdü.

Heyecanla bekleyen muhalif seçmene, ‘’adayımızı yıpranmasın diye açıklamıyoruz’’ dediler. Seçmendeki heyecan daha da arttı. Dediler ki ‘’geliyor gelmekte olan’’.

Değişim sloganlarıyla, heyecanla başlayan, yuvarlak masa toplantılarından, Erdoğan’ın değişmeyen rakibi Kılıçdaroğlu çıktı.

Masada bir kriz patladı. Yuvarlak masanın en güçlü 2. Partisinin genel başkanı, ‘’kumar masası’’ benzetmesiyle masadan kalktı.

Krizin nedeni, Kılıçdaroğlu isminin kazanamayacak bir aday olarak anketlerde çıkmasıydı. Bu adaylığın muhalefete kaybettireceğini söyleyen İyi parti lideri, bu düşüncesinde yalnız kalmıştı.

Aslında, tüm anketlerde kaybedeceği sonucu çıkan bir adayı, masanın diğer ortaklarının neden desteklediği ise daha sonra anlaşıldı.

Sırf meclise girebilmek için Kılıçdaroğlu ile pazarlık yapıp, adaylığına onay veren masanın ufak ortakları, hedeflerine ulaşmış ve onlarca milletvekili ile mecliste yerlerini almıştı.

Seçimi kazanmak için tüm kozlarını oynayan Kılıçdaroğlu, muhafazakar seçmenin oyu için ‘’ ben peygamber soyundan geliyorum’’ derken, yanında ateist il başkanıyla gezdi.

Milliyetçi oyları alabilmek için eliyle bozkurt işaretleri yapan Kılıçdaroğlu, terörden tutuklu tüm teröristlere özgürlük vaatlerinde bulunup üstüne birde özerklik taleplerinin yerine getirileceğini söyledi.

Her görüş ve düşünceye mavi boncuk dağıtan Kılıçdaroğlu, bir seçim daha kaybederek muhalif seçmeni hayal kırıklığına uğrattı.

Bana göre siyasi hayatı yıllar önce sona ermesi gereken Kılıçdaroğlu, koltuk sevdalısı bir parti lideri olarak tarihe geçti.

Şimdi, önümüzde 10 ay sonra yerel seçimler var, ama ondan önce başta CHP olmak üzere diğer siyasi partilerin kurultayları var.

Bakalım ‘’ülkede değişim’’ naraları atanlar kendi siyasi partilerinde değişim yaşayacak mı?

Biz kendi evimizin önünü süpürelim. Bodrum hiç olmadığı kadar kötü durumda. Basiretsiz, beceriksiz belediye başkanı ve yönetimi Bodrumun ikbalinden çok kendi ikballeri için çalışmaktalar.               Önümüzdeki yerel seçimlerde yeniden aday olabilmek için partisinin genel merkezi ve bölge milletvekillerine yalakalık peşindeler.

Lağım kokularından geçilmeyen bozuk yolların kenarlarında, ‘’siz bizi bir de baharda görün’’ tabelaları yer almakta utanmadan dalga geçer gibi.

Ben yerel seçimlerde particilikten anlamam, Bodrum’un menfaatlerini bilirim, kim daha iyi hizmet eder ona bakarım. Eğer Bodrum’daki hizmetlerden memnun olan varsa ona diyecek sözüm yok.

Başkanlık makamından arabasına binmek için indiğinde, belediyenin hemen önündeki lağım kokusunu duyup bir başkanın yüzü kızarmıyorsa ona da diyecek bir şey yok, keçeyi suya atmıştır artık.

Geçtiğimiz ay sonunda müfettiş ve bilirkişi raporları doğrultusunda, aralarında belediye başkan yardımcıları ve müdürlerinde bulunduğu onlarca kişinin kaçakçılık ve organize suçlar büro amirliği tarafından sessiz sedasız ifadelerinin alınması ‘’geliyor gelmekte olan’’ dedirtti adeta.

Bodrum maalesef yakın zamanda, yeni bir operasyonla gündeme gelecek gibi görünüyor.

Saygılarımla…