Cumhuriyet Halk Partisinde Bodrum Belediye Başkan adayı olarak Tamer Mandalinci açıklandı.
Geçtiğimiz ay Bodrum muhtarlar derneği başkanı Ahmet Gündüz ile ilgili bir haber paylaşmıştım. Haberde Ahmet Gündüz’ün CHP genel merkezine, ”Ahmet Aras’ı aday görmek istiyoruz” diye kaleme aldığı dilekçeyi eleştirmiş ve cumhuriyet Halk Partisinden başkanlığa aday adayı olmuş 23 kişinin hakkına tecavüz ettiğini söylemiştim.
Aslında Ahmet Gündüz açık yüreklilikle gönlündeki isim için bir görüş bildirmişti bir partili olarak.
Peki, Bodrum Belediye Başkanlığına aday adaylığını açıklayan 23 kişiden biri olan Ahmet Aras’ın önce Mehmet Kocadon’u ardından ise kabul görmeyince Tamer Mandalinci ismini genel merkeze vermesine ne denir onu bir irdeleyelim birlikte.
29 Ocakta ”Ahmet Aras Bodrum Belediye Başkan adayı olarak Kocadon’u önerdi” başlıklı bir haber yapmıştım.
Haberde, Aras’ın önce Kocadon’u önerdiği ardından kabul görmeyince Tamer Mandalinci ismini verdiğini anlatmıştım.
Geldiğimiz noktada o gün yazdıklarımızın gerçekliği bugün ortaya çıktı.
Cumhuriyet Halk Partisi siyasetini dizayn ettiği netlik kazanan Kocadon’ların, zübük siyaseti bir kez daha devreye girdi.
2019 yılındaki yerel seçimlerde Ahmet Aras’ı aday yaptıran Kocadonlar bu sefer de Ahmet Aras üzerinden Tamer Mandalinci’yi adaylaştırdı.
Peki kendisi neden aday olamadı ?
Mehmet Kocadon yakın çevresine sürekli aday olacağını söyleyerek herkesi bir beklenti içerisine soktu. ”Adayım” diyerek Bodrum kamuoyuna sürekli balon haberler uçuran Mehmet Kocadon, aslında görev yaptığı dönemde işlediği suçlar sebebiyle geçtiğimiz yaz ayında kesinleşen bir mahkemesi sebebiyle cezaevine girmiş ve denetimli serbestlikten faydalanarak serbest bırakılmıştı.
Yani Kocadon zaten aday olamıyordu.
Ve zübük siyaseti devreye girdi.
Gelelim Aras’a,
Siz bir belediye başkanı düşünün kendi ilçesinde partisinin oylarını % 15 oranında düşürmüş, Ülke genelinde yapılan anketlerde en başarısız belediye başkanı seçilmiş.
Göreve geldiği günden itibaren 140 civarında atama gerçekleştirmiş, bunların içerisinde kendisine özel kalem müdürü yaptığından tutun da başkan yardımcısı yaptığına kadar bir çoğu tacizden, usulsüzlüklerden ve benzeri suçlardan görevden alınmış. Ama kendisi herzaman bunların hepsinin üstünü örtme gayretinde bulunmuş.
5 yıllık başkanlık döneminde belediyeye gelmeden maaş alan bankamatik memurlarını Bodrum’a ayak bile basmadan, kendi siyasi PR’ında kullanan ve parasını Bodrum halkına ödeten bir şahsiyet. ( Bunların bir kaç tanesini önümüzdeki günlerde açıklayacağım )
Esas siyasi zübüklüğüne gelecek olursak, 2 ay önce partisinin ne ilçe, ne de il teşkilatlarının haberi olmadan, arkadan dolaşarak, Bodrum Belediye Başkanlığına aday adayı olduğu halde, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığı için partisinin genel merkezinde ve istanbul Büyükşehir Belediyesi koridorlarında pazarlıklar yapması oldu.
Bodrum’a döndüğünde ise Muğla adayları sorduğunda, ”olurmu öyle şey ben Bodrum’a adayım arkadaşlar” dedi.
Yani hem Bodrum Belediyesine aday adayı olanlara, hem de Muğla Büyükşehir Belediyesine aday adayı olanlara 90+3’de elle gol attı.
Bunca başarısızlık ve anket sonuçları ortadayken bırakın Bodrum’u, kendisini Muğla Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak atayan CHP genel merkezinin bu atama için nasıl bir gerekçesi olabilir diye düşünmeden edemiyor insan.
Şimdi, Bodrum ve Muğla’daki tüm Cumhuriyet Halk Partililer kendilerine şu soruyu sorsun,
Biz bu adayı nasıl içimize sindireceğiz ?
Partideki Demokrasi tarifinin neresine koyacağız ?
Gelelim CHP’nin Bodrum’daki demokrasi yarışına, genel başkan Özgür Özel kurultay konuşmasında ”namus sözü” diyerek ön seçim yapacağını söyledi ve bu söze güvenerek 23 kişi aday adayı oldu.
Şu tarihe kadar şu kadar para yatırın diye adeta hepsi ameliyat edildi.
Şimdi bu 23 kişi, sen verdiğin sözü tutmadın, ”sen namussuzsun” Özgür Özel dese, ”vay sen nasıl genel başkana bunu dersin” diye bir de disipline sevk edilir ve hakaretten dava açılır.
Ülkenin demokrasi havarisi kesilen Cumhuriyet Halk Partisinde işleyen demokrasi, adeta sahtekarlık örneği olarak üniversitelerde tez konusu olarak okutulabilir.
Bodrum halkına gelince,
Bodrum’da yaşayan tüm paydaşlar artık hakettiği hizmeti istiyor.
Düzgün yollar, parklar, bahçeler, temiz sokaklar ve en önemlisi 60 derece sıcakta kent yanarken evinde su aksın istiyor.
Siyasi partilerin sadece halka hizmet etmek için bir araç olduğu, bu dönemde özellikle ortaya çıktı.
Antalya’dan örnek alın, hiç bir siyasi parti 2 dönem üst üste kazanamadı.
Amblemlere takılmayın Bodrum halkı,
Susmayın,
Susuz kalmayın.
Saygılarımla…