Bodrum Belediyesi Özel Kalem Müdürü Serkan Aloğlu’nun karıştığı kadına şiddet olayının bugün sekizinci günü.
O günden bu güne geçen sürede neler yaşandı diye baktığımızda Bodrum adeta sessizliğe büründü. CHP Bodrum ilçe kadın kolları ve Bodrum kadın dayanışma derneği dışında kimseden ses çıkmadı. Özellikle bekledim bakalım toplum nasıl bir reaksiyon verecek diye.
Bodrum Kadın Dayanışma Derneği’nin açıklamasında sürecin takipçisi olacakları yer alırken, CHP ilçe kadın kolları da açıklamasında yaşanan olayda taraf olduklarını açıkça beyan etti. Kendilerini bu ilkeli ve cesaretli davranışlarından dolayı tebrik etmek isterim.
Onlarca sivil toplum kuruluşu oda, dernek ve siyasi partinin olduğu Bodrum’da yaşananlara gözler kapalı, kulaklar tıkalı. Ama bunların içinde, yerelde iktidar olan Cumhuriyet Halk Partisi ilçe yönetimi ve Bodrum belediyesi meclis üyeleri var ki hiç sesleri çıkmadı. Sanki öyle bir olay hiç yaşanmamış gibi davrandılar.
Geçtiğimiz ay Yalıkavak’ta trafikte yaşanan kadına şiddet olayında tutuklanan, CHP’nin il yöneticisinin sosyal medya hesabının altına destek yorumları yazan bir ilçe başkanından da aksi bir duruş beklenemezdi.
Tamamda sadece CHP ilçe başkanımı duyarsız kaldı tabi ki hayır. Partisinin il başkanlığı, il kadın kolları başkanlığı, milletvekilleri, hiçbirinin ağzını bıçak açmadı.
Hadi onları boş verelim, İyi Parti İlçe Başkanlığı, kadın kolları, milletvekili, onlar da sustu. Hatta içlerinden bazıları “zaten bir ilişkileri varmış” da dediler. Üstüne bir de yönetim kurulu üyesi adamın boynuna sarılıp fotoğraf bile çektirdi. Yani iyi partinin tarafı taciz ve şiddetten yana oldu ve yaşanan kadına şiddet olayını adeta meşrulaştırmaya çalıştılar.
Şimdi kalkıp ne diyeceklerdi ki bunca olay ortalıkta milletin önünde yaşanırken.
Ah Bodrum Vah Bodrum!!!
Kimler yönetiyor seni? Kimlerin eline kaldın?
Vatan sevgisi göstermelik, ahlak kavramı zaten yok, maneviyat bitmiş, geriye ne kaldı ki insana dair. Koltuk sevdasına maneviyatını satan, yaşananlara gözlerini, kulaklarını kapatanlar işlenen bu suça ortak olmuyor mu?
“Özrü kabahatinden büyük” diye bir tabir vardır ya, başkanın açıklaması da aynen öyle bir durumdu.
İlk önce bir açıklama yaptı ve sildi. Sildiği açıklamada “partilimiz ve değerli müdürüm” diye bahsetti. Hatasını fark edip sildiği mesajının arkasından ikincisinde ise, “mesai saatleri dışında ve özel bir işletmede, iki personelimiz arasında yaşanan tartışma” diye bahsetti.
Mesajları kendin yazmazsan olacağı buydu elbet sayın başkan. Ama kızaran bir yüz göremedik yine.
Belediye içerisinde bir çok taciz iddiası var ancak bunların muhatapları toplumsal baskıdan seslerini çıkaramıyor. İkili görüşmelerde hepsi anlatıyor ama arkasından ‘aman beni karıştırma adımı verme’ diyorlar.
Haklılarda, çünkü evlisi var, nişanlısı var, ya da aile korku ve baskısı var. Bazıları işini kaybetmekten korkuyor. Burada devreye Bodrum Kadın Dayanışma Derneği’nin girmesi gerekiyor. Olaylar meydana çıktımı zaten savcılık ve emniyet el koyuyor duruma.
Şu dediklerinizi duyar gibi oluyorum.
Adam evliymiş,
Ama adam kızı darp etmiş,
Ama adam kızı taciz etmiş,
Ama adam kızın telefonunu zorla gasp etmiş,
Ama adam tuvaletin kapısını zorlayıp bıçak çekerek kızı tehdit etmiş,
Ama, ama, ama…
Sıradan bir vatandaşla ilgili bu suçlamalardan sadece bir tanesi bile olsa savcılık direk tutuklanması talebiyle mahkemeye sevk ederdi.
Bence olacağı şu,
Şikayette bulunan kadın personelin şikayetini geri aldıracaklar, üstüne müdür efendiyi geri getirecekler. Böylece bir skandalın daha üstünü açılmamak üzere örtecekler. Çünkü adam başkanın özel kalemi, yani kara kutusu.
Beyefendi sanki görevden uzaklaştırılmamış gibi olaydan bir gün sonra Ramazan gününde rakı masası kurup hiçbir şey olmamış gibi hodri meydan dedi ve bence Başkana mesaj gönderdi. Görev başına dönmezsem görüşürüz dedi adeta.
Geldiği günden beri Manastır Otelde ağırladığınız değerli özel kaleminiz bakın başınıza neler açtı. Eğer o makama burada ikamet eden, ailesiyle burada yaşayan birini atasaydınız, o kişi hareketlerine dikkat eder, yanlış bir şey yaparsam yarın kimsenin yüzüne bakamam derdi. Bak şimdi suratına tükürecek adam da bulamıyorsunuz.
Yetersiz görüp bir müdürü görevden alıyorsanız yerine getirdiğiniz müdürünüzün diğerinden daha başarılı olması lazım ki başkan doğru karar vermiş densin. Ama görünen o ki sizin atamalarınız tam bir facia.
Ve adamlar sizin ve kurumunuzun içiyle ilgili öyle şeyler biliyor ki görevden bile alamıyorsunuz. İnşallah bu dediklerim çıkmaz da ben yanılırım.
Bu saatten sonra CHP ve İyi Parti ilçe başkanlıklarının yapacağı hiçbir açıklama ve eylemin değeri kalmamıştır.
Hani “ver mehteri” diye slogan atıp milleti uyutuyor diye dalga geçtiğiniz spiker var ya, siz de verin onuncu yıl marşını, cumhuriyet, Atatürk, laiklik, bitti gitti. Kimse kimseye kızmasın her halk hak ettiği şekilde yönetilir.
Bizler buna layıkmışız yapacak bir şey yok.
Sonuçta bizi yönetenlerde uzaydan gelmedi..