İsyana Teşvik!

Ocak ayında okunan elektrik saatleri vatandaşa şok yaşattı. Gelen faturaları gören vatandaşlar deyim yerindeyse adeta çıldırdı.

Zaten kıt kanaat geçinen insanımız bir de bu faturaları görünce ne yapacağını şaşırmış durumda. Sosyal medyada bir araya gelen vatandaşlar elektrik dağıtım şirketi Aydem önünde protesto kararı aldı ve geçtiğimiz günlerde bu kararı eyleme dönüştürdüler.

Tamamen haklı gerekçelerle alınan bu eylem kararında yaşananlara baktığımızda ana muhalefet partisi CHP’nin siyasi rol kapma telaşı ön plana çıktı. Vatandaşa yansıyan olumlu kararlarda iktidarın pozisyon alıp kendisini ön plana çıkarma çabası, olumsuz durumlarda ise muhalefetin son AYDEM eylemindeki gibi en önde yer alıp hükümete karşı bildiriler okuması, mevcut durumu sulandırmakla birlikte, olayın amacından sapmasına da neden olmaktadır.

Oysaki vatandaşın bu haklı talebini dile getirmesine izin verilse, muhalefet eylemi provoke etmese yapılan protesto daha samimi olup amacına ulaşmaz mıydı? Görüntüye iktidar cephesinden bakıldığında CHP’liler yine aldı sazı eline halkı kışkırtıyor, orada sadece CHP’liler var algısına sebep olmadı mı? Muhalefet cephesinde ise fırsatı kaçırmadık, iyi salladık yakıştırmaları. Filler tepişti ezilen yine çimler oldu, yani vatandaş.

Ortada cüzi indirim dışında değişen, geri alınan bir zam yok. Elektriğe % 200 zam yapıldı diye eylemde en önde yer alan kişi ve siyasi partiler, Bodrum belediyesinin 2021 yılında % 1000 leri bulan emlak vergisi zammında seslerini çıkarıp protesto eylemi yapsaydı o zaman samimiyetlerine inanılırdı.

Vatandaş  A dan Z ye yapılan zamlarla zaten bunalmış durumda, ancak elektrik ve su hiçbirine benzemez. Bir ay gecikmede kesilen elektrik ve su ev hayatını zindana çevirir. Ülkemizde kimsenin açlıktan öldüğünü duymadım ama bu soğuklarda kesilen elektrik yüzünden insanlar donarak sağlığını da kaybeder hayatını da.

Ülkeler ekonomik tablolara göre zaman zaman bu tür zamlara başvurabilir. Vatandaş zaten böyle durumlarda zamları sineye çeker, geçmişte de çektiği gibi. Nasıl ki özel tüketim vergisi diye ( ÖTV ) keyfi harcamalarımızda vergimiz varsa, zorunlu, insani ihtiyaçlarımızda da  verginin olmaması gerekir.

Nasıl bir sistem ki elektrik kayıp, kaçak adı altında hırsızın çaldığının bedeli dürüst vatandaşa zorla ödettiriliyor. Bu yeni bir sistem değil ancak acil değiştirilmesi gereken bir sistem. Devlet vatandaşları arasında adaleti sağlar. Hırsızın verdiği zararı mağdura ödetmez. Bu gibi konularda adalet sağlanırsa devlete olan güven artar.

Ana muhalefet lideri sayın Kılıçdaroğlu zamlar geri alınana kadar elektrik faturası ödemeyeceğini açıkladı. Daha önce de  kaçak elektrik şampiyonu Urfa’da yaptığı açıklamada iktidara gelirlerse elektrikten para alınmayacağını açıklamıştı. Yani benim anladığım siz devam edin ben faturanızı mağdurlara ödetirim dedi.

Daha önceki yıllarda iktidara gelirlerse Ankara’ya deniz getireceğiz sözü veren siyasetçiler geldi aklıma. Devlet adamlığı sorumluluk gerektirir. Yaptığı açıklamalar milyonlarca insanı etkiler. O zaman aracınıza benzinde almayın, yemekte yemeyin. Böyle bir mantık olur mu? Çözüm öneriniz yok, yapmam etmemle ne amaçlanmakta? İsterseniz bir benzincide aracınızı doldurun ve ödemiyorum protesto ediyorum deyin bakalım ne olacak.

Sayın Kılıçdaroğlu siz belki ödemezsiniz ve sizin elektriğinizi kesmeyebilirler peki vatandaş ne yapacak? Yaptığınız açıklamayla görevini yapmaya çalışan görevlilerle vatandaş karşı karşıya kaldığında çıkacak olaylarda sorumluluk hissetmeyecek misiniz? Siyasi menfaat uğruna yaptığınız açıklama sonucunda bir kişinin bile canı yansa yazık değil mi?

Yapılan muhalefetin çözüm odaklı olması gerekir. Muhalefet bugüne kadar hükümetin aldığı yanlış kararlar karşısında hiçbir çözüm önerisi getirmedi. Sadece eleştirel muhalefetin sonuçsuz kaldığını yirmi yıldır öğrenemediler. Böylede devam edecek gibi görünüyor. Dünyanın hiçbir ülkesinde defalarca seçim kaybetmiş, halkın teveccühünü kazanamamış bir lider yoktur ki iktidarda kalsın. Mevcut durumu eleştirenler halkın önüne alternatif koyacağına beğenmedi yemeği ısrarla pişirip pişirip koymaya devam ediyor. Ancak olaya daha büyük pencereden baktığımızda belki de herkes kendilerine biçilen görevi yapıyor.

Devleti yöneten hükümet yaptığı iyi icraatların ödülünü alacağı gibi, hatalı icraatlarında bedelini öder. Bu icraatlar seçim dönemlerinde terazinin iki kefesine doldurulur. Safları belli olanlar dışındaki sade vatandaşlar hangi taraf ağır gelirse ona göre oyunu kullanır.

Vatandaş vatanı, devleti ne zaman zora düşse yanında oldu. Hükümetin üzerine düşeni bu zor günlerde yapması gerekir. Zorunlu tüketim malları üzerindeki tüm vergiler kaldırılsın. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.