14 Mayıs cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinin ilk turu tamamlandı, hiç bir aday yeterli çoğunluğu alamadı ve seçimler 2. Tura taşındı.
İlk turda yaşananlar önceki seçimlerde yaşananların kopyası gibiydi adeta, hiçbir şey değişmedi. Muhalefet yine ‘’öndeyiz, seçimi kazandık, oylarımız çalındı, YSK verileri yanlış girdi’’ gibi onlarca gereksiz söylemle seçmenlerine kandırmaya ve yalan söylemeye devam etti.
Seçimlerde algı oluşturmanın gelenek haline geldiği ülkemizde, samimiyetin en önemli şey olduğunu öğrenemedi siyasetçiler maalesef.
Muhalefet adına siyasetçiler, ülkenin mevcut sorunlarıyla ilgili hiç bir çözüm üretemedi, en büyük sorun olan ekonomiyle ilgili ipsiz sapsız söylemler, vatandaşlar tarafından kabul görmedi ve yine çözerse Erdoğan çözer dedi seçmen.
E tabi siz derseniz ki, çözüm önerisi olarak ‘’organ mafyalarından, uyuşturucu baronlarından vergi alacam, İngiltere’deki tefecilerden 300 milyar dolar borç alacam’’, vatandaşta size gereken cevabı verir.
Kılıçdaroğlu’na göre, %49.50 oy almış Erdoğan ilk turu kazanamamış kaybetmiş, ama seçimlerde hile yapılmış, yani hile yapan yarım oy kazanacak hileyi yapmayı becerememiş.
Kılıçdaroğlu’nun kendisi ise ilk turu kazanmış ama……( kafalarda deli sorular )
Hala, kaybedilen on küsur seçimin ardından sonuncusunda da sorumluluğu üstlenemeyen bir lider portresiyle karşı karşıya muhalefet.
İlk tur sonucunda, deprem bölgelerine yapılan yardımların karşılığında depremzedeler tarafından verilmeyen oyların hesabı sorulmaya başlandı muhalif kesim tarafından.
Ama kimse cesaret edip Kılıçdaroğlu’na sen yanlış adaydın diyemedi ( Meral Akşener dışında ).
FETÖ ve PKK terör örgütlerinin sözde yöneticileri ve sempatizanlarının Kılıçdaroğlu’na yaptığı destek açıklamalarına, Öcalan’ın, Demirtaş’ın serbest bırakılacağına, KHK ile kamudan ihraç edilen terör bağlantılı kişilerin görevlerine iade edileceğine kadar bir çok söyleme sessiz kalarak onay veren, hatta bir çoğunu kendi ağzından söyleme döken Kılıçdaroğlu yanlış politikasının kurbanı oldu.
2018 seçimlerinde partisinin %22 olan oyunu ittifaklarla anca %25’e çıkaran Kılıçdaroğlu, Deva partisine 14, Saadet partisine 10, Gelecek partisi 9 ve Demokrat partiye 3, toplamda 36 milletvekili hediye etmiş oldu.
Ve hala bir yere gitmiyorum buradayım diyerek masaları tokatlamaya devam ediyor.
Muhalif kesime göre, 11 seçimdir kazananı destekleyenler koyun, ama 11 seçimi kaybedeni ısrarla desteklemenin ne olduğunu kimse anlayabilmiş değil.
Ak parti ise 2018’e nazaran, 7 puanlık bir düşüşle 295 olan vekil sayısını 267’ye düşürdü. Yani halk hem iktidara hem de muhalefete gereken mesajı verdi, tabi alabilene.
Yapılan seçimlerin milletvekilliği sonuçlarının Muğla’ya yansımasına gelince, tüm siyasi partilerin oy kaybı yaşarken, 5.7 oy alan TİP sürpriz yaptı, oyunu azda olsa artıran İYİ partiden Behçet Saatçı’nın meclise girememesi ise şok etkisi yarattı.
Genel seçim sonuçlarının Bodrum ayağına baktığımızda ise, Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın başarısız yönetiminin sandığa yansıması göze çarpıyor. Cumhuriyet Halk Partisinin %51 olan oyunun %45’e düştüğü Bodrumda, İYİ partiden milletvekili 3. Sıra adayı Mehmet Tosun, partisinin oylarına %2.3 puan katkı sağladığı görülüyor.
Peki kaybedilen bu oyların hesabı verilmeyecek mi?
Başta Bodrum belediye başkanı Ahmet Aras olmak üzere CHP ilçe yönetimi bu sonuçların hesabını vermelidir.
Başarısızlık karşısında ısrar etmenin gelenek haline geldiği CHP’nin önünde büyük kurultay var. Yerel seçimlere de aynı lider ve yine aynı başarısız yerel yöneticilerle devam edilirse bu yenilgilerin sonunun gelmeyeceği aşikardır.
Saygılarımla…