Bodrum, Bodrum olalı böyle rezalet bir dönemi tarihinde hiç yaşamadı.
2019 yerel seçimlerinden önce aday belirleme konusunda anti demokratik bir yöntem olan genel merkez ataması yöntemini tercih eden Cumhuriyet Halk Partisi, tercihini parti tabanından gelen, yıllarını partisinin başarısı için harcamış adaylar arasından değil, sadece birkaç ay önce partiye üye olmuş, hiç bir siyasi tecrübesi olmayan adaydan yana kullanınca Bodruma ve halkına ihanet etmiş oldu.
Aslında bu tercihin temelinde, genel merkezin istediği tavizleri en fazla veren aday adayı olarak Ahmet Aras yatmakta.
Bunu nereden çıkardın diyecek olursanız, başka bir açıklamasının olamayacağını söylemek isterim.
Böyle basiretsiz bir yönetici anca bu seçenekle aday yapılabilirdi, o da oldu maalesef.
Bu güne kadar bırakın Bodruma kalıcı bir yatırım yapmayı, en basit hizmetleri bile beceremeyen bir yönetimle Bodrum ilk defa karşı karşıya kaldı.
Bunun tek sorumlusu da Ahmet Aras değil, onu Bodrum’a şehri emin olarak atayan CHP genel merkezi ve başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’dur.
Sadece o mu ?
Yine maalesef ki hayır.
Bu atama karşısında, sözde demokrasi savunucusu Bodrum halkı da tercihlerini bu adaydan yana kullanarak bir o kadar sorumluluğu paylaşmıştır.
Şimdi bakıyorsunuz anti demokratik atamayla atanan Ahmet Aras’ı bugün becerisizlikle en çok eleştirenler de o günün en büyük savunucularıydı.
Yollar dedik, bu Hasan kişisel sorunlarından dolayı söylüyor dediniz,
Su dedik aynı, lağım kokusu dedik aynı, altyapı dedik aynı, üst yapı dedik aynı, Bodrum halkının gözünün içine baka baka yalan söyleniyor dedik yine aynı.
Ne oldu ?
Daha seçilmesinin 1. Yılında, Ruslara Gümbet dolgu alanına konser alanlarının olduğu bir yatırım yaptırılıyordu.
Orası parsel değil, dolgu alanı, yetki belediyede değil, nasıl olacak ihtimal yok dedik, Hasan yine sallıyor dediniz, milleti uyuttunuz.
Bodrum tanıtım vakfı üzerinden ‘’Bodrumu dünyaya tanıtacağız’’ dediniz, bırakın hayata geçirmeyi üstüne bir de sonradan başkan danışmanı atadığınız kişi tarafından dolandırıldınız, peki para kimin ?
Bizim, yani Bodrum halkının.
‘’Aman belediye başkanıyla ters düşmeyeyim’’ diye hiç kimse de kaptırılan paraların hesabını soramadı.
Bodrum’un bir çok mahallesinde hala kanalizasyon yok. Milyonlarca euro’ya satın alınan villalarda insanlar kazdıkları foseptik çukurlarına dışkılarını akıtıyor.
Lağımlar, limanlarımıza, yüzdüğümüz denizlerimize akıyor.
Hepsini bırakın, her gün sabah akşam, Ahmet Aras’ın önünden geçtiği belediye meydanından lağım kokusu hiç eksik olmuyor.
‘’Petrol vardı da biz mi içtik’’ diyen zihniyetle, ‘’enerji içeceği yerine milli içeceğimiz ayranı içsinler’’ diyen ve bugün çözüm üreteceği yerde ‘’musluktan sularınız akmıyorsa bizi arayın gönderelim, hatta deponuz yoksa onu da gönderelim’’ diyen aynı zihniyettir.
Bunlar hatırlarsanız bozuk yollarla ilgili halk şikayet ettiğinde, asli görevi olan yolları yapmak yerine, ‘’yollardan dolayı lastikleriniz yarılırsa bize müracaat edin lastik verelim’’ de demişti.
Zeka küpü beyinlerden dahiyane çözümler.
‘’Koyun gibi millet iktidarın arkasından gidiyor’’ diyenlerle, ‘’Bodrum’da odunu koysan ben yine partime veririm’’ diyenler yine aynı kişilerdir.
Bodrum batıyor.
Evet batıyor, son çırpınışları.
Bunu kökleri Bodrum’da olan bizler söyleyince menfaatçi oluyoruz, ama medyatik birileri söyleyince, ‘’eyvaaah batıyormuşuz galiba’’ oluyor.
Her halk hak ettiği şekilde yönetilirmiş, üzülerek söylüyorum bizler de bu şekilde yönetilmeyi hak ediyoruz.
Kent meclisinin herodot kültür merkezinde yapılan toplantısı 750 kişiyle sınırlandırılmış. Bunun sebebi de toplantıya Bodrum’da nüfus kaydı olanlar ancak katılabilirmiş.
Şaka gibi,
Buna hangi üstün zekâlı karar verdiyse tebrik etmek lazım. Bence yine aynı zihniyet devrede.
Bu şahıs ”Nüfus kaydıyla, ikamet kaydının farklı şeyler olduğunu bilemeyecek kadar beyinsiz” demeyeceğim.
”İşte cennet Bodrum’u bu beyinsizler yönetiyor”, yine demeyeceğim.
Saygılarımla…